Hemoroid Nedir?

Bu yazımızda, “Hemoroid nedir? Hemoroidin evreleri nelerdir? Hemoroid nasıl tedavi edilir?” gibi sorulara cevap vermeye çalışacağız. Asıl konuya geçmeden önce TDK sözlüğünde hemoroid diye bir kelime olmadığını, bu kelimenin aslının hemoroit olduğunu hatırlatmakta fayda var. Bu yazıda, genel ağda yapılan aramalarda rahatça bulunabilmesi adına hemoroit yerine, bu sözcüğün akademik ve günlük dilde yaygınlaşmış hâli olan “hemoroid”i kullanacağız.

Basur ve mayasıl adlarıyla da bilinen hemoroid, anüs bölgesinin alt kısmında bulunan damarsal yapıların genişlemesine bağlı oluşan bir rahatsızlıktır. Aslında, doğal bir anatomik yapı olan hemoroid, anal kanalda dışkı kontrolüne yardımcı olan damarsal yapılara verilen addır. Bunların şişmesi, iltihaplanması ve kanaması sonucu hemoroid hastalığı oluşur. Tıp jargonunda hemoroidal hastalık olarak da geçen hemoroidin nedeni tam olarak bilinmemekte olup genetik ve fizyolojik bazı faktörlerin, bu rahatsızlığın oluşup gelişmesine etkisi olduğu düşünülmektedir. Hemoroidler, bulundukları bölgeye göre ikiye ayrılmaktadır. Adından da anlaşılacağı üzere iç hemoroidler anal kanalın içindeyken dış hemoroidler anal kanalın dışındadır. Bu yazıda daha ziyade iç hemoroidlerden bahsedeceğiz. Makatta oluşan meme, şişlik veya dışkılama sırasında makatta ve dışkı üzerinde görülen kan, hemoroidin başlıca belirtileridir. Bunların yanında hemoroid; makat bölgesinde ağrı, kaşıntı, akıntı ve ıslaklık hissine neden olup yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. İç hemoroidi, bu rahatsızlığa bağlı oluşan memelerin durumuna göre dört evrede inceleyebiliriz.

1. evre hemoroid: Kanama görülse de oluşan memeler makat dışına çıkmaz.

2. evre hemoroid: Oluşan memeler ıkınma ve dışkılama esnasında makat dışına çıkar ama kendiliğinden içeri girer.

3. evre hemoroid: Oluşan memeler ıkınma ve dışkılama esnasında makat dışına çıkar ve kişi bunları içeri itebilir.

4. evre hemoroid: Oluşan memeler kronik olarak makat dışına sarkmıştır ve içeri itilemez.

Peki, hemoroid nasıl tedavi edilir? Günümüzde, bilim ve teknolojideki gelişmelerin en fazla yansıdığı alanların başında tıp geliyor. Hâl böyleyken birçok hastalığın tedavisi, teknolojik gereç ve yöntemlerle başarılı bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Hemoroid de bunlardan birisi. Özellikle son yirmi senede, insanlığın kadim dertlerinden birisi olan hemoroidin tedavisine yönelik çeşitli yeni yöntemler geliştirildi ve geliştirilmeye devam ediyor.

Bunlara geçmeden önce, özellikle 1. evre hemoroidlerin tedavisi veya hemoroidden kaynaklı şikâyetlerin giderilmesi için uzman doktorlar tarafından reçete edilen ilaçların, kremlerin ve fitillerin kullanılabildiğini belirtelim. Buna ilave olarak tedavi sürecinde bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesi adına, hastanın yaşam tarzında birtakım değişikliklere gitmesi gerekebilir. Lifli besinlerin daha çok tüketilmesi, tuvalette oturma süresinin kısaltılması ve düzenli egzersiz yapılması bunlara örnek olarak verilebilir. 2., 3. ve 4. evre hemoroidlerin tedavisinde ise belli başlı cerrahi yöntemlere başvurulur. Genel veya lokal anestezi eşliğinde uygulanan bu yöntemlere aşağıda kısaca değinilmektedir.

Skleroterapi, hemoroid dokusuna iğne yoluyla girilip ilaç enjekte edilerek bu dokunun büzüşmesini ve kurutulmasını amaçlar. Halk arasında “lazer” adıyla bilinen infrared koagülasyon yönteminde, hemoroid dokusunu besleyen damar yumağına lazer ışınları gönderilip ısı artışı sağlanarak bu dokunun yakılıp deforme olması sağlanır. Halk arasında “boğma” adıyla bilinen bant ligasyon yönteminde, hemoroid dokusunun köküne lastik bir bant geçirilerek kan akışının engellenmesi ve böylelikle bu dokunun kuruyup düşmesi hedeflenir. Bir diğer adı “Stapler Hemoroidopeksi” olan Longo yönteminde ise bağırsağın iç kısmından halka şeklinde bir doku alınır ve kalan doku birbirine tek kullanımlık, özel bir alet yardımıyla bağlanır. Böylelikle, birkaç santim yukarı çekilen hemoroidi oluşturan damarların bütünlüğü bozulduğu için bir süre sonra hemoroid kendiliğinden söner. Son olarak, yukarıda bahsettiğimiz cerrahi yöntemlerin uygulanmasının mümkün olmadığı ileri evre hemoroid vakalarında, hemoroid dokusunun bistüri vasıtasıyla kesilip çıkarılması ve ardından o bölgeye dikiş atılmasıyla gerçekleştirilen ve “Ferguson Tekniği” olarak adlandırılan klasik cerrahi yöntem tercih edilmektedir.

Eğer siz de hemoroidden muzdaripseniz vakit kaybetmeden uzman bir doktora muayene olup bir tedavi planı oluşturmayı ihmal etmeyin. Yaşam konforunu olumsuz anlamda etkileyen hemoroidin, günümüzde kolaylıkla tedavi edilebildiğini ve kısa sürede sağlığınıza kavuşup sosyal yaşantınıza geri dönebileceğinizi unutmayın. Sağlıklı günlerde buluşmak üzere!

* Bu blog yazısında kullanılan görsel Claire Mueller’e aittir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir