Bu yazımızda, genel ağda çokça araştırılan halel sözcüğünün kökenini, anlamını ve cümle içindeki kullanımıyla beraber bu sözcükle kurulan halel getirmek, halel vermek ve halel gelmek birleşik fiillerini irdeleyeceğiz. Öncelikle, halel sözcüğüne odaklanalım. Arapça kökenli olan halel, “zarar verme, bozma, bozukluk” gibi anlamlara gelip cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılmaktadır.
Bu minvalde, halel getirmek birleşik fiili, “zarar vermek, bozmak” gibi anlamları karşılamaktadır. Aşağıdaki cümle, halel ve halel getirmek ifadelerinin kullanımlarını örneklemektedir.
Örnek 1: Son nefesine kadar devlet adamı saygınlığına halel getirmeyen böyle bir metanet örneği olmuştu. (Haldun Taner)
Halel vermek birleşik fiili de tıpkı halel getirmek gibi “zarar vermek, bozmak” anlamlarını barındırmaktadır. Bu yönden, bu iki ifadenin eş anlamlı olduğunu söyleyebiliriz. Aşağıdaki örnek üzerinden halel vermek birleşik fiilinin kullanımına bakalım.
Örnek 2: Yeni mahalleler ayrı yerlerde şehrin tarihî kıymetine halel vermemek üzere inşa olunmaktadır. (Falih Rıfkı Atay)
Halel gelmek birleşik fiili, “zarara uğramak, bozulmak” gibi anlamlara gelmektedir. Aşağıdaki örneği inceleyip bu ifadenin kullanımını daha yakından inceleyelim.
Örnek 3: İsterdim ki saçlarının rengine, dişlerinin parıltısına ve gözlerinin güzelliğine halel gelmemiş olsun. (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)