Cereme Ne Demek?

Bu yazımızda, TDK ve Birlisan’ı referans alarak cereme, cürüm, cirim ve ceremesini çekmek ifadelerini inceleyeceğiz. Öncelikle, cereme sözcüğüne bakalım. Arapça kökenli olan ve cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılan cereme, “başkasının yol açtığı veya kaza sonucu oluşan zarar ya da bu zararı karşılama” gibi anlamlara gelmektedir. Bazı tarihî kaynaklarda ceremenin, “suça karşılık ödenen para cezası” anlamında da kullanıldığına rastlamaktayız. Aşağıdaki cümle, bu sözcüğün kullanımını örneklemektedir.

Örnek 1: Bu yanlışlığın ceremesi, birine fena patlayacak gibi.

Cereme sözcüğü, yine Arapça kökenli olan ve “suç veya yanlışlık, kusur” gibi anlamları karşılayan cürüm sözcüğü ile aynı kökten gelmektedir. Aşağıdaki örnekleri inceleyerek cürüm sözcüğünün kullanımına daha yakından bakalım.

Örnek 2: Suçlu cürmünü inkâr etmekte ve saçma sapan ifadeleriyle tahkikatı karıştırmak istemektedir. (Nazım Hikmet)

Örnek 3: Dilin cirmi küçük, cürmü büyük. (Atasözü)

Yukarıdaki örneklerde, cürüm sözcüğünün ek alarak ünlü düşmesine uğradığını görmekteyiz. Üçüncü örnekte yer verilen, “hacim” anlamındaki cirim sözcüğü için de aynı durum geçerli. Bu konuyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için Türkçede Ses Düşmesi adlı yazıya göz atabilirsiniz.

Cereme sözcüğü, yaygın olarak “başkasının yol açtığı veya kaza sonucu oluşan zararı karşılamak ya da başkasının farkında olmadan, umursamadan yaptığı hatalardan dolayı üzüntü duymak, endişelenmek” gibi anlamlar barındıran ceremesini çekmek birleşik fiilinde karşımıza çıkmaktadır. Aşağıda, sözü edilen birleşik fiilin kullanımına ilişkin örneklere yer verilmektedir.

Örnek 4: Ufacık bir ihmalkârlığın ceremesini çekince aklı başına geldi.

Örnek 5: Ergenlik çağındaki gençlerin başkaldırılarının ceremesini çekmek, ana babaların değişmez yazgısı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir