Bu yazımızda, TDK ve Birlisan’ı esas alarak adabımuaşeret birleşik kelimesinin kökenine, anlamına ve cümle içindeki kullanımına odaklanacağız. Öncelikle, dilimizde yaygın olarak kullanılan adabımuaşeret kelimesinin, Arapça kökenli olan adap ve muaşeret sözcüklerinin Arapça dil bilgisi kurallarına göre bir araya getirilmesiyle oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Cümlede isim görevinde kullanılan adap, “töre ya da yol yordam” gibi anlamlara; cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılan muaşeret sözcüğü ise “birbiriyle toplumsal ilişkiler içinde bulunma” anlamına gelmektedir. Aşağıda, bu iki sözcüğün kullanımına ilişkin örnekler yer almaktadır.
Örnek 1: Edebiyatın da kendine mahsus adabı var. (Orhan Veli Kanık)
Örnek 2: Biz bu farkın muaşeretten üsluba, insan ve zevke kadar derinleştiğine inanıyoruz. (Ahmet Hamdi Tanpınar)
Peki, adabımuaşeret ne demek? Adabımuaşeret ne anlama geliyor? Sözlüğe baktığımızda adabımuaşeret birleşik kelimesinin cümlede isim görevinde kullanıldığını ve “bir topluma özgü, saygı ve incelik davranışları” anlamını barındırdığını görmekteyiz. Bu birleşik kelimenin eş anlamlılarının görgü kuralları ve muaşeret adabı olduğunu belirtmekte fayda var. Aşağıdaki cümle, adabımuaşeret kelimesinin kullanımını örneklemektedir.
Örnek 3: Sen de ortaya bir adabımuaşeret meselesi atma! (Peyami Safa)
Zaman zaman, adabımuaşeret kelimesinin “adab-ı muaşeret veya adabı muaşeret” şeklinde yazıldığına tanık olmaktayız. Bu ve buna benzer yazım yanlışlarını en aza indirmek için TDK başta olmak üzere referans niteliğindeki kaynaklara başvurabileceğimizi unutmayalım.