Türkçe konuşup yazarken zaman zaman “aslolan” ifadesinin kullanıldığını görmekteyiz. TDK sözlüğünde bu ifadeye yer verilmemiş olsa da temel Türkçe bilgimizden hareketle “aslolan” ifadesinin kökeni ve anlamıyla ilgili bazı çıkarımlarda bulunabiliriz.
Öncelikle, “aslolan” sözcüğünün, “asıl” ve “olan” sözcüklerinin birleşmesiyle oluştuğunu söylemek mümkün. Bu iki sözcük birleşirken “asıl” sözcüğündeki “ı” ünlüsü düşmüş ve oluşan sözcük “aslolan” hâlini almıştır. Bahse konu ses olayıyla ilgili daha detaylı bilgi edinmek için Türkçede Ses Düşmesi adlı yazıyı okuyabilirsiniz. Bu bağlamda, Arapça kökenli olan ve birçok anlamı bulunan asıl sözcüğü, “gerçek, esas” gibi anlamlara tekabül etmektedir. “Olan” sözcüğü de “olmak” fiilinin -an sıfat-fiil eki almasıyla oluşmuştur.
Bir bütün olarak bakıldığında aslolan sözcüğünün, “gerçekte olan, doğru olan, esas olan” gibi anlamlara karşılık geldiğini söyleyebiliriz. Bu sözcüğün kullanımını daha iyi anlamak için aşağıdaki örnek cümleleri inceleyelim.
Örnek 1: Budizm’de aslolan, ızdırap ile özdeşleşen dünyevi hayatın kısır döngüsünden kurtulup aydınlanmaya ulaşabilmektir.
Örnek 2: Yaşamda aslolan, hayallerinin peşinde koşabilmektir.
Yukarıdaki ilk örnekte “aslolan” ifadesi, Budizm’in temelini oluşturan esas prensibe gönderme yapmakta ve benzer şekilde ikinci örnekte de yaşama temel teşkil ettiği düşünülen bir ilkeye işaret etmektedir. Dolayısıyla, “aslolan” ifadesi, bahsedilen şeyin özüne, esasına ve kökenine yönelik bir açıklamayla beraber kullanılmaktadır.
Son olarak, “aslolan” ve aslında sözcüklerinin benzerliğine dikkat çekmekte fayda var. Tıpkı “aslolan” gibi “aslında” sözcüğü de “asıl” sözcüğünden türetilmiş ve ünlü düşmesine maruz kalmıştır.