İstidat ve İstibdat

Bu yazımızda, TDK ve Birlisan’ı esas alarak istidat ve istibdat sözcükleri arasındaki ayrıma odaklanacağız. Öncelikle, sadece bir harf ile birbirinden ayrılan bu iki sözcüğün de dilimize Arapçadan geçtiğini belirtelim. Cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılan istidat, “bir şeyi anlama ve yapabilme potansiyeli, yetenek” gibi anlamlara gelmektedir. Aşağıdaki örnek cümleyi inceleyip istidat sözcüğünün kullanımına daha yakından bakalım.

Örnek 1: İnci gibi güzel bir yazısı ve mizaha da istidadı varmış. (Yahya Kemal Beyatlı)

Yeri gelmişken istidat sözcüğünden türetilen istidatlı, istidatlılık, istidatsız ve istidatsızlık sözcüklerini de irdeleyelim. Cümlede sıfat görevinde kullanılan istidatlı, “bir şeyi anlama ve yapabilme potansiyeli olan, yetenekli”; cümlede isim görevinde kullanılan istidatlılık, “bir şeyi anlama ve yapabilme potansiyeline sahip olma, yeteneklilik”; cümlede sıfat görevinde kullanılan istidatsız, “bir şeyi anlama ve yapabilme potansiyeli olmayan, yeteneksiz” ve cümlede isim görevinde kullanılan istidatsızlık, “bir şeyi anlama ve yapabilme potansiyeline sahip olmama, yeteneksizlik” gibi anlamlara karşılık gelmektedir. Aşağıda, bahse konu sözcüklerin kullanımlarına ilişkin örnekler yer almaktadır.

Örnek 2: İnsanların büyük talihi yaşamaktan zevk almayan son derece istidatlı bir ruha sahip olarak bu dünyaya gelmeleridir. (Şevket Rado)

Örnek 3: İstidatlılık, yeri geldiğinde bu potansiyeli kamu yararını gözetecek şekilde kullanmayı gerektirir.

Örnek 4: İstidatsız ve de art niyetli birkaç çırak kazan kaldırıp ustayı patrona şikâyet etmesin mi?

Örnek 5: Nihayetinde, heykeltıraşlıktaki istidatsızlığını kabul edip resme yöneldi.

Öte yandan, cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılan istibdat, “kişi hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı sınırsız monarşi, despotluk” gibi anlamlara işaret etmektedir. Aşağıdaki cümle, istibdat sözcüğünün kullanımını örneklemektedir.

Örnek 6: İstibdat rejimleri eninde sonunda karşı devrimle neticelenmiştir.

İkisi de Arapça kökenli olan ve harf dizimi bakımından birbirlerine çok benzeyen, bu yüzden de sık sık karıştırılan istidat ve istibdat, aslında çok farklı anlamlar ihtiva etmektedir. Bu ve benzeri nüanslara dikkat ederek Türkçeyi daha doğru konuşup yazabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir