Bu yazımızda, TDK ve Birlisan’ı temel alarak mebzul ve mebzuliyet sözcüklerinin kökenlerini, anlamlarını ve cümle içindeki kullanımlarını inceleyeceğiz. Öncelikle, yazıda ve konuşmada nadiren karşılaştığımız bu iki sözcüğün de dilimize Arapçadan geçtiğini belirtelim.
Peki, mebzul ne demek? Mebzul ne anlama geliyor? Sözlüğe baktığımızda mebzul sözcüğünün cümlede sıfat (eskimiş) görevinde kullanıldığını ve “bol, çok” gibi anlamlara geldiğini görmekteyiz. Anlamı itibarıyla mebzul sözcüğünün, genelde “miktar” sözcüğüyle beraber kullanıldığını söylemek yanlış olmaz. Aşağıdaki cümleler, bu sözcüğün kullanımını örneklemektedir.
Örnek 1: Hasattan elde edilen mebzul miktarda hububat, silolarda depolandı.
Örnek 2: Pazarda pırasa ve ıspanak mebzul, üstelik ehven de.
Mebzul ile aynı kökten gelen mebzuliyet ise cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılmakta ve “bolluk, çokluk” gibi anlamları ihtiva etmektedir. Aşağıda, bu sözcüğün kullanımına ilişkin örnek bir cümle yer almaktadır.
Örnek 3: Ekonomik buhranda halk yoklukla mücadele ederken kral ve şürekâsı mebzuliyet içinde yüzüyordu.