Bu yazımızda, genel ağda çokça araştırılan müruruzaman sözcüğünün kökenini, anlamını, yazılışını ve cümle içindeki kullanımını irdeleyeceğiz. Öncelikle, müruruzaman sözcüğünün, her ikisi de Arapça kökenli olan mürur ve zaman sözcüklerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir birleşik kelime olduğunu belirtmekte fayda var. Sözlüğe baktığımızda mürur sözcüğünün, cümlede isim (eskimiş) görevinde kullanılan üç anlamı olduğunu görmekteyiz. Müruruzaman sözcüğü özelinde mürur, “sona erme, bitme” anlamıyla kullanılmaktadır. Birçok anlamı bulunan zaman, zaten hayli aşina olduğumuz bir sözcük ve bu bağlamda vakti, süreyi işaret ediyor. Kabaca, “vaktin, sürenin sona ermesi, bitmesi” şeklinde yorumlayabileceğimiz müruruzaman birleşik kelimesi, “bir borç, dava vb.nin üzerinden belirli bir zaman geçmesi sonucu onun geçersiz kalması, zaman aşımı, süre aşımı” gibi anlamları karşılayan eskimiş bir hukuk terimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Aşağıdaki örneklere dayanarak dava, dosya gibi hukuki özellik taşıyan unsurların müruruzamana, yani zaman aşımına uğradığını söyleyebiliriz.
Örnek 1: Müruruzaman olduğundan dava rafa kaldırılmış.
Örnek 2: Müruruzamana uğramış müşteri dosyaları depoda arşivleniyor.
Bazen, müruruzaman birleşik kelimesinin ayrı yazıldığına (müruru zaman) veya mürur sözcüğü ile “u” harfi arasına kısa çizgi konduğuna (mürur-u zaman) tanık olabiliyoruz. TDK sözlüğünü esas aldığımızda bu tarz yazımların yanlış olduğu sonucuna ulaşabiliriz.