Bu yazımızda, Tao felsefesi hakkında bilgi vermeye çalışacağız. Günümüzden yaklaşık 2.500 sene önce yaşamış Çinli bilge Lao-Tzu tarafından kaleme alınan Tao Te Ching, zamanın mengenesinden sıyrılmış bir başyapıt olma özelliği taşır. İnsanlık tarihi boyunca birçok yazar ve filozofa ilham kaynağı olan bu muhteşem eser; erdemi, mutluluğu, huzuru ve dengeyi sağlayan bir yaşam biçimine ulaşmak için değerli bir kaynak olarak kabul edilir. Savaşan eyaletler dönemi boyunca ardı arkası kesilmeyen bir toplumsal çürümeye şahit olan Lao-Tzu, bugün neredeyse bütün dünya dillerinde ve binlerce farklı versiyonda varlığını koruyan bu eserde, yaşam ve doğa hakkında basit ama evrensel boyutta işlevsel prensiplerden söz eder.
Tao Te Ching’in sayısız özelliklerinden birisi, okuyucunun zihninin sınırlarını zorlayan niteliğidir ve bu durum, Lao-Tzu’nun insanların hayata olan bakış açılarını gözden geçirmeye itmek amacıyla kullandığı sayısız ironi ve çelişkilerde kendini gösterir. Lao-Tzu, genel kanının aksine çabasızlığın erdemini gözler önüne sermeye çalışır, mütevazı olmak suretiyle Tao’yla uyum içinde yaşamayı salık verir. Bu bakış açısıyla bir şeylerin peşinden koşmaya son verdiğimiz an, zenginliğin ve sevginin meyvelerini anında görmeye başlarız.
Peki, Tao ne demek? Birinci öğretide aktardığına göre Tao’yu adlandırmak, onu kaybetmek demektir. Dolayısıyla Tao’yu yüce gerçeklik olarak kabul edebiliriz. O, her şeye nüfuz eder ve her şeyin kaynağıdır. Daha başka bir ifadeyle, yaşamlarımızı, sahip olduğumuz dünyevi hırsların önemsiz detaylarından bir adım ötesine taşıyan sonsuz bilgeliktir. Tao’yu gerçek anlamda kavradığımızda varlığımızın ebedi kaynağının mistik ve büyülü güçlerini yeniden kavramış oluruz ve böylelikle formlar dünyasının ötesine geçmiş oluruz.
Tao Te Ching’in önemli mesajlarından birisi de kalplerimizin gerçek doğasını kendi başımıza algılayabileceğimiz ve bu doğrultuda evrensel doğrulara ulaşabileceğimizdir. Tao’nun sonsuz bilgeliğinde yaşayan her insan, ne yapmak istediğini, engellerinin ne olduğunu ve hayallerini nasıl gerçekleştirebileceğini gayet iyi bilir. Esnek bir tavırla kendi içinde ve doğayla uyumu yakalayarak yaşamla bütünleşir.
Tao Te Ching’de mutluluk kavramına da değinen Lao-Tzu, mutlu olmak için hiçbir şeye ihtiyacımız olmadığını çünkü mutlu olmak için gereken her şeyin bizlere hemen şimdi, burada zaten temin edilmiş olduğunu söyler. Bu huzurlu farkındalığı tecrübe etmek için ilahi özümüzle samimi bir temas kurmamız kâfidir. Egomuz bizi, dünyayı soğuk ve sıradan bir gezegen olarak görmeye ikna ederken egonun sınırlarını aşan Tao, bağlı olduğumuz her şeyi saf sevgiyle adlandırır. Kalıcı olan yanımızı keşfedip onun bilgeliğine kulak verdiğimizde kendimizi asla zarar verilemeyecek bir varlığa dönüştürerek ölümsüzlüğü deneyimlemiş oluruz. Böylece yaşam bir çıkmazdan çok, bir dönüş yolculuğuna dönüşür.