Bu yazımızda, “Teknoloji bağımlılığı nedir? Teknoloji bağımlılığının nedenleri, belirtileri nelerdir?” gibi sorulara cevap verip teknoloji bağımlılığı ile başa çıkmaya yönelik bazı önerilerde bulunacağız. İnsanlık olarak özellikle 21. yüzyılın başından beri teknolojiyle iç içeyiz. Bu ilişki, her geçen gün daha da perçinleniyor. Son yıllarda, kişisel bilgisayarlar, tabletler ve akıllı telefonlar yaşamlarımızın olmazsa olmazları hâline geldi. Yediden yetmişe herkes, teknolojinin sağladığı dijital iletişim olanaklarını sonuna kadar kullanıyor. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bireysel ve toplumsal etkileşim hayli ivme kazandı.
Doğrusunu isterseniz ekonomiden eğitime, iletişimden sağlığa kadar hemen her alanda, teknolojinin insan hayatını kolaylaştırdığı söylenebilir ancak madalyonun bir de arka yüzü var. Teknolojiyle bu kadar haşır neşir olmak, bizi teknolojiye bağımlı hâle getirebiliyor. Oldukça geniş bir yelpazeyi kapsayan teknoloji bağımlılığı, en genel ifadeyle teknolojik gereçlere ve teknolojinin sağladığı imkânlara bağımlılığı ifade etmektedir. Çeşitli şekillerde modern yaşamın dokusuna işlemiş teknolojik bileşenler, bu bağımlılığın kaynağını oluşturmaktadır. Peki, teknoloji bağımlılığı ile başa çıkmak için ne yapmalıyız? Aşağıda, bu konuyla ilgili bazı tespit ve önerilere yer verilmiştir.
- Bilim ve teknolojinin egemen olduğu bir çağda yaşadığımız aşikâr. Bu gerçeği kabul edip bireysel anlamda teknolojinin hayatımızı ne kadar etkilediğini idrak etmek, bize teknoloji bağımlılığıyla mücadelede avantaj sağlayacaktır. Bir bakıma, teknolojinin bir tercih olduğunu unutmamalıyız. Teknolojiyle olan ilişkimizin yoğunluğuna aslında kendimiz karar veriyoruz. Hayatımızdaki teknolojik unsurları belirleyip bunlarla ilgili tercihlerimizi gözden geçirmek, teknolojiyle ilgili farkındalığımızı artıracaktır.
- Sanal âlemde haddinden çok vakit geçirmek, teknoloji bağımlılığının en önemli göstergelerinden birisidir. Bu durum, özellikle ellerde, gözlerde ve omurgada çeşitli sağlık sorunlarının oluşmasına yol açabilir. Öte yandan, teknoloji bağımlılığı yüzünden zihin yorgunluğu veya sürmenaj yaşayabiliriz. Bunlardan kaçınmak için ekran karşısında geçirdiğimiz zamanı azaltmaya yönelik bazı stratejiler geliştirebiliriz. Bunun en güzel yolu, teknolojik unsur içermeyen meşgalelere yönelmek. Bir hobiyle uğraşmak, düzenli spor yapmak veya fırsat buldukça doğada vakit geçirmek, teknolojiye olan düşkünlüğümüzü azaltabilir.
- 90’lı yılların sonu ve 2000’li yılların başından itibaren dünyaya gelen Z ve Alfa kuşaklarının teknolojiyle olan ilişkisi daha yoğundur. Tabiri caizse bu kuşağa mensup bireyler, teknolojinin içine doğmuştur. Bu durum göz önüne alındığında teknoloji bağımlılığı ile mücadelede sözü edilen kuşakları oluşturan çocukların ve gençlerin ebeveynlerine çok iş düşmektedir. Yetişmekte olan bireylerle teknolojiyi ve onun etkilerini anlamaya yönelik yapıcı bir diyalog kurulması önemlidir. Bu noktada, ebeveynler tarafından uygulanan kısıtlamaların ve cezaların bir önlem olarak algılanıp hayata geçirildiğine tanık oluyoruz. Unutulmamalıdır ki kısıtlama ve ceza gibi engelleyici mekanizmalar kısa vadeli çözümlere odaklanır. Bunun yerine, teknolojik unsurların minimumda tutulduğu aktivitelerin özendirilip hayata geçirilmesi ve hatta mümkünse beraber yapılması, genç neslin teknoloji farkındalığının oluşmasına katkı sağlayacaktır.
- Sosyal medya odaklı dijital iletişim platformları, bir nevi psikolojik tatmin alanları olarak da görülebilir. Kullanıcıların, kendilerini ön planda tutarak yaptığı özçekim ya da şova dönük video benzeri paylaşımlar, başkalarınca kabul görme, takdir edilme ve beğenilme gibi arzuların somutlaşmış hâlidir. Zaman zaman gizlice veya başka bir kimliğe bürünerek de sergilenebilen bu tavır, aslında egoyu doyurma isteğinin yansımasıdır. Bunun farkında olarak kendimizi ifade etmek için gerçek hayata endeksli daha dengeli ve sağlıklı yöntemler geliştirebiliriz. Örneğin, bir spor dalında veya meslekte başarılı olarak da kendimizi ispatlayabiliriz.
* Bu blog yazısında kullanılan görsel Ales Nesetril’e aittir.