Zarf-fiil eki almış sözcüklerden sonra virgül kullanımı, hayli tartışmalı bir konu olagelmiştir. Aslına bakarsanız TDK’nin bu konudaki tutumu net: Metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz. Yine de günlük yazımda ve edebi eserlerde sık sık zarf-fiil eki almış sözcüklerden sonra virgül kullanıldığına tanık olmaktayız. Peki, bu ikilemin sebebi ne? Bu soruya cevap vermeden önce virgülün tanımını hatırlayalım. Virgül, yazılı cümlelerde birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime grupları arasına konulan, kısa bir durağı göstermek için kullanılan noktalama işareti olarak tanımlanabilir. Bu tanımda, virgülün asli görevinden bahsedilmiş. Virgül, bunun dışında farklı yerlerde kullanılabiliyor. Virgülün kullanımına ilişkin detaylı bilgi sahibi olmak için Birlisan blog sayfasındaki Virgülün Kullanıldığı Yerler adlı yazıyı okuyabilirsiniz. Bu konuyu farklı bir açıdan irdeleyen Virgülün Kullanılmadığı Yerler adlı yazı da ilginizi çekebilir.
Asıl sorumuza geri dönersek TDK, virgülün kullanıldığı yerlerden bahsederken metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konduğunu ancak metin içinde zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmadığını belirtiyor. Bu iki durum arasındaki farkı aşağıdaki örnekler üzerinden inceleyelim.
Örnek 1: Şehirden ayrılmadan namını duyduğu kebapçıya uğramayı düşündü.
Örnek 2: Onun ortalıkta dolaştığını gördükçe öfkesi daha bir kabarıyordu.
Yukarıdaki birinci ve ikinci örnekte, ayrılmak ve görmek fiilleri sırasıyla “-madan” ve “-dükçe” zarf-fiil eklerini alıp cümlede ayrılmadan ve gördükçe şeklinde kullanılmışlardır. Zarf-fiil eki almış bu sözcüklerden sonra virgül kullanılmadığına dikkat edelim.
Örnek 3: Hemen eve dönüp, olanları teker teker anlatarak yardım istemeyi düşündü.
Yukarıdaki örnekte, dönmek ve anlatmak fiilleri “-üp” ve “-arak” zarf-fiil eklerini alıp cümlede dönüp ve anlatarak şeklinden kullanılmışlardır. Bunlar, metin içinde art arda geldikleri için dönüp sözcüğünden sonra virgül konmasına rağmen kural gereği anlatarak sözcüğünden sonra virgül konmamıştır. TDK’nin, bu konuya dâhil edilebilecek önemli bir uyarısı var: Metin içinde “-ınca /-ince” anlamıyla zarf-fiil görevinde kullanılan “mı / mi” ekinden sonra virgül konmaz. Aşağıdaki dördüncü ve beşinci örnekte “mı” ekinden sonra virgül kullanılmadığına dikkat edelim.
Örnek 4: Ben aç yattım mı kötü kötü rüyalar görürüm nedense. (Orhan Kemal)
Örnek 5: Öyle zekiler vardır, konuştular mı ağızlarından bal akıyor sanırsın. (Attila İlhan)
Sonuç olarak, zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül kullanımıyla ilgili TDK tarafından bir standart belirlenmiş olsa da buna uyulmadığını görmekteyiz. Bu durumda akla gelen ilk olasılık, bazı yazar ve çevirmenlerin de içinde olduğu birçok kişinin, bu konuyla ilgili kurallardan haberdar olmaması. Bir diğer olasılık, noktalama işaretlerinin kullanımının bir dilden diğerine farklılık göstermesi. Zaman zaman, yabancı dillerden Türkçeye çeviri yapılırken metnin aslına sadık kalmak adına kaynak dildeki virgüller çevirmen tarafından olduğu gibi aktarılabiliyor. Örneğin, İngilizceden dilimize çevrilen bazı eserlerde buna rastlayabiliyoruz.
Öte yandan, kuralları bilmesine rağmen gerek alışkanlıktan gerekse de tercihen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra virgül kullanan bir kesim var. Bu noktada, yazım dilinin, kesin kurallarla belirlenmiş olmasına rağmen genel olarak esnek bir yapı sergilediğini göz önünde tutmakta fayda var. Yazan kişi, yazar veya çevirmen, virgülün asli tanımında da belirtildiği üzere, yazıda durak vermek istediğinde veya anlam karışıklığını önlemek için virgüle başvurabiliyor. Bu kişisel tercihe, kati kurallarla sınırlama getirmek pek mümkün görünmese de en azından TDK’nin belirlediği standartları bilip ona göre yazmaya gayret edebiliriz. Hiç şüphe yok ki bu yapıcı tavır, Türkçede yazım birliği sağlanması açısından kolektif bir farkındalığın gelişmesine katkıda bulunacaktır.