Bu yazımızda, “Empati nedir?” sorusuna cevap verip etkileşimde olduğumuz insanlarla nasıl empati kurabileceğimize yönelik bazı ipuçları paylaşacağız. Öncelikle, son yıllarda kullanımı hayli popülerleşen bu sözcüğün anlamına odaklanalım. Sözlüğe baktığımızda Fransızca kökenli olan empati sözcüğünün iki anlamı olduğunu görmekteyiz. İlki, başka biriyle aynı duyguları paylaşma. İkincisi ise duygu ve düşüncede kendini bir başkasının yerine koyabilme. Empatinin eş anlamlısı duygudaşlık lakin duygudaşlık sözcüğünün kullanımının pek yaygın olmadığını belirtmekte yarar var.
Bu yazıda, daha ziyade empatinin ikinci anlamına odaklanacağız. Yani, başkasının hislerini ve düşüncelerini anlama gayretiyle kendimizi nasıl onun yerine koyabileceğimizi irdeleyeceğiz. Acelesi olan bir müşteri düşünün. Markete gidip hızlıca alışverişini yapıyor ve boş bir kasaya yöneliyor. Kasiyer, o sırada başka bir işle meşgul olduğundan nazik bir şekilde müşteri alamadığını belirtiyor. Bu duruma sinirlenen müşteri, kasiyere söyleniyor. Günlük hayatta çok sık karşılaştığımız bu ve benzeri durumlar, kişiler arası diyalogların ne denli hassas bir zeminde ilerlediğini açıkça göstermektedir. Sözünü ettiğimiz müşteri, empati kurarak kasiyerin içinde bulunduğu durumu daha iyi anlayabilir ve bu doğrultuda onunla ılımlı, yapıcı bir iletişim kurabilir.
Peki, karşımızdakiyle empati kurmak için ne yapmalıyız? İşe, empati kavramı üzerine düşünerek başlayabiliriz. Birbirinden farklı bireyler olarak çevremizde gelişen olayları ve durumları öznel bir perspektiften değerlendirme eğilimdeyiz. Alışageldiğimiz bu perspektifi bir anda dönüştürmek kolay olmasa da bazı basit pratikleri uygulayarak empati kurma konusunda ilerleme kaydedebiliriz. Mesela, özellikle stresli, sinirli olduğumuz zamanlarda muhatap olduğumuz kişiye olumsuz bir tepki vereceğimizi hissettiğimizde sakin olmaya çalışmak bile empati kurma yönünde atılmış bir adım olarak görülebilir. O anda, zihinsel olarak kendimizi o kişinin yerine koymak zor olsa da en azından bu yönde çaba sarf edebiliriz. Böylelikle, yaşanması olası gerginliklerin, kavgaların da önüne geçmiş oluruz. Öfkeyle Başa Çıkma adlı yazıyı okuyarak bu gibi durumlarda ne yapılabileceğine dair bazı önerileri değerlendirebilirsiniz.
Empatinin, yukarıdaki örnekte de görüldüğü gibi birbirini tanımayan insanlar arasındaki günlük etkileşimler dışında birbirini tanıyan veya birbirine akraba, dost olan insanlar arasındaki uzun vadeye yayılan ilişkilere de etki eden bir yanı var. Örneğin, aile fertleri veya dostlar arasındaki iletişim problemlerinin birçoğunun empati eksikliğinden kaynaklandığı söylenebilir. Hâl böyleyken karşımızdakinin de bizim gibi bir insan olduğunu kendimize hatırlatmak, o kişiyle ilişkimizde daha önce fark etmediğimiz yepyeni boyutları keşfetmemize olanak sağlayacaktır. Bu kapsamda, Kuşak Çatışması adlı yazıyı okuyarak farklı kuşaklara mensup bireyler arasında empati köprüsü kurulabilmesine yönelik bazı stratejiler geliştirebilirsiniz.
* Bu blog yazısında kullanılan görsel Gracia Lam’a ait olup nytimes.com internet sitesinden alınmıştır.