Bu yazımızda, Kuantum Dokunuş şifa tekniğinin temel taşlarından biri olan evrensel yaşam enerjisi kavramına değineceğiz. Kuantum Dokunuş ile ilgili bilgi edinmek için Kuantum Dokunuş Nedir? ve Kuantum Dokunuş’un İlkeleri adlı yazıları okuyabilirsiniz.
Evrensel yaşam enerjisini, evrenin özünü oluşturan ve canlılığı sağlayan yaşam gücü olarak tanımlayabiliriz. Bugünkü bilimsel ve teknolojik paradigma ışığında doğrudan kanıtlanabilir olmadığından dolayı Batı düşüncesinde kendine pek yer bulamayan bu kavram, özellikle Hint ve Uzak Doğu kökenli pek çok ezoterik ve spiritüel öğretinin temelini oluşturmaktadır. Japonların ki, Çinlilerin chi ve Hintlilerin prana olarak adlandırdıkları evrensel yaşam enerjisi, dünya üzerindeki birçok kültürde geçmişten günümüze değişik isimlerle var olmuş ve bu enerjiden çeşitli şekillerde faydalanılmıştır. Örneğin, Japon kültürüne özgü bir savaş sanatı olmasının yanında ruhsal gelişim yolu olarak da görülen aikido; evrenle uyumu hedef alan geleneksel Çin öğretisi tai chi ve Hint yogilerinin uyguladığı, pranayama olarak adlandırılan nefes teknikleri, evrensel yaşam enerjisini merkez alan pratikler olarak karşımıza çıkar. Evrensel yaşam enerjisinin yorumlanışı, çeşitli felsefe ve uygulamalara konu edilişi bağlamında, bir kültürden diğerine farklılıklar olabileceğini de belirtmekte fayda var.
Kuantum Dokunuş perspektifinden bakıldığında ise uygulayıcı, nefes ve farkındalık tekniklerinin yardımıyla yüksek bir titreşim alanını yaratarak evrensel yaşam enerjisini şifalanacak olan kişinin bedenine aktarır. Sevgi ve şefkat gibi pozitif duygulara odaklanarak yapılan bu çalışmanın gayesi, yüksek bir konsantrasyon eşliğinde, atıl durumda olan evrensel yaşam enerjisini kanalize edip şifanın gerçekleşmesine aracılık etmektir.
Unutulmamalıdır ki kozmik varoluşun nüvesi olan ve dolayısıyla yaşamı en saf hâliyle barındıran evrensel yaşam enerjisi, insan aklının ve algısının ötesinde bir zekâya sahiptir. Normal şartlar altında, bedenimizde oluşan bir yaranın zamanla iyileşmesi veya organlarımızın mütemadiyen işlevlerini sürdürmesi, evrensel yaşam enerjisinin kusursuz işleyişine örnek olarak verilebilir. Analitik bir perspektife dayanan modern bilim, günümüzde evrensel yaşam enerjisinin varlığına ilişkin “somut” kanıtlara ulaşamıyor olsa da gelecekte, yaşamın özünü oluşturan bu süptil güç ile ilgili farkındalığımız yepyeni bir boyuta taşınabilir ve bu değişimle beraber kadim bilgeliğe vâkıf olabilecek bir anlayış geliştirebiliriz.
* Bu blog yazısında kullanılan görsel Mohamed Nohassi’ye aittir.