Bu yazımızda, gerek yazıda gerekse de konuşmada sıklıkla kullandığımız istişare, istişare etmek ve istişarede bulunmak ifadelerinin anlamlarını ve cümle içindeki kullanımlarını irdeleyeceğiz. Öncelikle, Arapça kökenli olan istişare sözcüğüne odaklanalım. TDK sözlüğüne baktığımızda istişarenin “danışma” anlamına geldiğini görmekteyiz ancak bu tanımın ötesinde istişare sözcüğünün, “karar verilmesi güç bir konuda başkalarıyla fikir alışverişinde bulunma, değerlendirme yapma” gibi anlamları da karşıladığını belirtmemiz lazım. Dikkat edersek istişare ediminde, birden fazla kişinin karşılıklı etkileşimi ve fikir birliğine yönelik bir çaba var. Aşağıdaki cümle, istişare sözcüğünün kullanımını örneklemektedir.
Örnek 1: Geçmişteki siyasi krizlerin çözümünde, partiler arasındaki istişarelerin payı azımsanamaz.
İstişare etmek ve istişarede bulunmak ifadeleri, istişare sözcüğüne etmek ve bulunmak yardımcı fiillerinin getirilmesiyle oluşturulmuş, eş anlamlı birleşik fiillerdir. Bir bakıma, istişare etmek ve istişarede bulunmak ifadelerini, istişare sözcüğünün eyleme dönüşmüş hâlleri olarak düşünebiliriz. Bu durumda, sözü edilen birleşik fiillerin, “bir konu hakkında birinin düşüncesini sormak, danışmak veya karar verilmesi güç bir konuda başkalarıyla fikir alışverişinde bulunmak, değerlendirme yapmak” gibi anlamlara geldiğini söyleyebiliriz. Aşağıdaki örnekleri inceleyerek bu ifadelerin kullanımlarını özümsemeye çalışalım.
Örnek 2: Konuyu büyüklerimizle istişare ettik ve bir karara vardık.
Örnek 3: Heyet, meselenin siyasi krize dönüşmemesi için büyükelçiyle istişarede bulundu.